This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

5 Ocak 2012 Perşembe

Dark Void Full İndir , Tek Link İndir , REPACK, RELOADED , TORRENT , Crack , Serial , Cdsiz Oynamak


Yeni Bir Irk, Yeni Bir İstila…

XBOX 360, PS3 ve PC platformları için geliştirilmiş TPS görüş açısına sahip aksiyon oyunumuz, 6 GB gibi günümüz için normal hatta düşük sayılabilecek bir yer işgal ediyor harddiskimizde. Klişe kurulum işlemleri sonunda oyunumuzu çalıştırıyoruz. Böylesi aksiyon dolu bir oyuna şöyle oyuncuyu atmosfere sokacak bir açılış filmi, intro bekliyoruz fakat avucumuzu yalamakla kalıyoruz. Anamenüye geldiğimizde ise oyun bizi ters köşeye yatırmaya başlıyor.
Dark Void Ana Menü
Işıklı dönen bir çemberin sağ yayına sıralanmış 4 adet sekme. Oyunun ne olduğuna dair bir ipucu verecek veya oyunu yansıtacak bir görüntü bile yok karşımızda… Böylesine iddialı ve harika görseller ile tabiri caizse gövde gösterisi yapılan bir oyunda bu kadar sade ve estetik yoksunu bir anamenü görmek oyundan beklentilerinizi azaltıyor haliyle ve “acaba?” soruları eşliğinde bir tedirginlik ile başlıyoruz oyuna…
Derken oyunun Ağustos 1938 tarihinde geçtiğini görüyoruz. Fakat, buna inanmakda direnip “ehuehue yapımcıların kafasında patlıcan oturmuşlar herhalde.” diyoruz. Peki neden inanamıyoruz? Ağustos 1938 tarihinde geçtiğini iddia eden bir oyunda birbiri ile savaşan uçan uzay mekiği benzeri araçların ve sırtında jet-pack olduğunu öğrendiğimiz çift roketli uçabilen bir karakterle karşı karşıya olduğumuz için.
Dark Void Training
Sonrasında ise her oyunda olan training bölümünde olduğumuzu anlıyoruz. Bu kısımda oyunun konusu ve hikâye hakkında bir fikir edinemiyoruz. Fakat savaştığımız uzaylıların Watchers adlı bir ırk olduğunu öğreniyoruz. Oyundaki atmosferin benzerini yaşadığımız ve uçuş kontrollerine alıştığımız bölüm ardından karakterimiz ölüyor ve oyun 1 hafta sonrasına götürüyor bizi…

Kargo Pilotluğundan Kahramanlığa…

İşte bu bir hafta sonrasında ise hikâyeye başlamış oluyoruz. Oyunda; basit bir kargo pilotu görevini üstlenen, kendi halinde, özgüveni düşük olan William Augustus Grey(Will)’i yönetmekteyiz. Rutin görevlerinden birinden önce, eski sevgilisi ve oyunda ikinci karakter konumunda olan ve hikâyede biyografisinden bahsedilmeyen Ava ile görüşür ve teslimatı yapmaya beraber giderler. Miami ve San Juan ile birlikte Şeytan Üçgeni olarak anımsanan Bermuda Adaları üzerinden geçerken yanlarından tanımlayamadıkları bir cisim geçer ve bilinmeyen bir sebeple motorları çalışmaz ve hızla düşerler.
Uçak Düşmesi
Will ve Ava kısa süre içinde düştükleri yerde tuhaflıklar olduğunu fark ederler. İçinde bulundukları ortam, karşılarına çıkan ölü askerlerin üniformaları, görünüşleri… Çok azı bu Dünya’dan izler taşımaktadır. Ve sonunda Watchers denilen ileri teknolojiye sahip bir ırkı keşfetmiş olurlar. Bulundukları yer ise Void adı verilen farklı paralel bir boyuttur. Oyuna ilk başladığımız training bölümünde anlam veremediğimiz Ağustos 1938 tarihi ve mevcut olan teknolojinin sebebini de anlamış bulunuyoruz. Dünyada ki boyut ile paralel bir tarih çizen Void’in aynı zamanları yaşıyordur. Fakat, Void’de teknoloji çok daha ileri seviyede.
Void’i Dünya ile diğer boyutu(ları) bağlayan bir köprü gibi düşünebiliriz aslında. Burada yer alan Watchers adlı ırk ise genel olarak yarı organizma/yarı robot şeklinde bir tanımlamaya sahip. Yani kesinlikle robot değiller, bir yaşam formlarılar. Watchers askerleri, biyonik yapıda gri/mavi renkte çok güçlü bir metal zırh, yok edici silahlar ve yüksek teknolojili mühimmatlar ile donanmışlar. Amaçları; Void’den kurtulup, Dünya’yı istila etmektir.
Watcherslar
Bu arada; Will ve Ava insan ırkını temsil eden tek kişi değillerdir. Burada, Adetps denilen ve Watchersları ilah edinmiş bir yerli grubu ve Void’e Will ve Ava’nın benzeri şekilde gelen ve Watcherslar ile mücadele edebilecek, onlara yakın teknolojiye sahip insanlardan oluşan survivor klonları vardır.
Kabile
Oyunda bir de survivorların teknolojik açıdan bu şekilde gelişmesini sağlayan çok önemli bir unsur bulunmakta. Dünyanın en saygın bilim insanları arasında yer alan elektrik mühendisi Nikola Tesla…
Nikola Tesla
Oyunda bu karakterlerin başı çektiği bir senaryo hakim. Özetle amaç; bir şekilde Void’de ki Watchersları yenip tekrar Dünya’ya dönebilmek. Bu kadim uğurda kahramanlığa soyunan ise Will; yani doğal olarak biz oluyoruz.
Şimdi aslına bakılırsa senaryo pek burun kıvırılacak gibi değil. Hani tek başına bir yapımı alıp götürebilecek bir seviyede de değil elbet. Kabataslak olarak baktığımız zaman bir istila ve bu istilayı bertaraf etmek isteyen insanoğlu. Bilim-kurgu yapımlarının çokça kullandığı bir tema. Bu senaryo; çok iyi bir şekilde sunulduğu takdirde, sürprizlerle harmanlandığı veya oyuncuya alternatifler sunabilecek bir temele sahip olması halinde başarılı olarak bakılabilecek bir aksiyon oyunu öyküsü.
Fakat; Airtight Games ne yapmış? Klişeye kaçan, sunum kısmının başarılı olması gereken böylesi bir senaryoyu fazla şekilde karıştırmış, basitleştirmiş ve kopuk bir şekilde sunmuş. Oyunda senaryo, oyuncuya direkt ve anlaşılır şekilde verilemiyor. Örnek olarak; uçağımızın düştüğü bölüm olan Episode I’in birkaç bölümünde geçtiği yeşillik ve ormanlık alanın Dünya olmadığını ancak Episode I’in son chapterında anlayabiliyoruz. Bunun için çok mantıklı birde tezim var. Şimdi; Episode I’in ilk birkaç chapterında sürekli gayet rahat tavırlar sergileyen Ava’yı takip ediyoruz. Peki Ava, daha önce ulaşmadığımız bir boyutta nerede nelerin olacağını, yani yolu nereden biliyor, daha önce geldi mi? Hayır, bu kızcağız insan modellemesine sahip estetik bir GPS cihazı veya Watchersların sadık kullarından biri de biz mi bilmiyoruz acaba?
Dark Void 1
Nikola Tesla’nın nasıl orada olduğuna dair kesin bir cevap da yok. Hatta hikâyenin gidişi; Nikola Tesla’nın, jet-pack vs. gibi silahları tasarlarken Void’in en büyük teknoloji gücü Watcherslardan etkilenmiş hatta onların teknolojisini araklamış izlenimini doğuruyor. Böylesi değerli bir bilim adamına bu rolü biçmek açıkçası olmamış.
Dediğim gibi senaryoyu daha becerikli şekilde etkileyici bir sunum ile görebilirdik. CAPCOM hikâye olarak bunu uygun görmüşse eğer, kusura bakmasın ama vasatı ancak geçebildiler…

Bol aksiyon mu? Hem de soluksuz… Hadi bakalım inşallah.

Açıkçası senaryo kısmının kalburüstü seviyesini geçemeyerek beklentileri iyice düşürdüğü oyunda işi toparlayabilecek ve tamamen lehe çevirecek; CAPCOM’un oyununa en çok güvendiği kısmı ve yaptığı reklamlarda altını çize çize, vurgulaya vurgulaya bitiremediği “Uçma hissini katıksız, net şekilde yaşayacağınız oyun bu olacak.” gibi söylemlerinden çıkarak oynanabilirliğe göz atalım birazda…
Dark Void 2
Episode I-II-III olarak ayrılan gidişat, giriş-gelişme-sonuç üçlüsüne riayet ederek gidiyor. Episode I’de Void dünyasını tanıma ve oyuna alışma evresi iken, oynarken en çok haz aldığım bölüm olan Episode II ise Watcherslar ile çatıştığımız ve yoğun aksiyonun geçtiği bölüm, Episode III ise kurtuluş çabası verdiğimiz bölüm.
Oyuna normal zorluk seviyesinde, basit bir makineli tüfeğimiz ile ve jet-pack vs. gibi mühimmatımız olmadan kara savaşları ile başlıyoruz. Ve kısa sürede aksiyonun içinde buluyoruz kendimizi. Oyunun karada geçen aksiyon sahneleri genel olarak gizlen-saldır mantalitesinde ilerlemekte. Yer savaşları; etrafta bolca bulunan kaya parçaları, sütunlar, dev ağaç gövdeleri gibi büyük ve dayanıklı cisimleri kendimize siper yapabildiğimiz ve onların arkasından ateş etmemize imkân tanıyan, savaş atmosferini biraz daha sindirerek, yavaş ve tedbirli şekilde ilerlememizi sağlayan bir sistemde sunulmakta.
Dark Void 3
Düşman safı olan Watcherslar’da buna uyarak açıkta kalmadan, etrafta bulunan kayaların, sütunların arkasına siper alıp korunarak çatışmalara giriyorlar. Sayıca üstün oldukları zamanlarda ise bu avantajlarını kullanarak size yaklaşıyorlar ve sizi olabildiğince sıkıştırıp zor durumda bırakmak adına ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar. Fakat aralarına girip yakın mesafe saldırıları yapınca yapay zeka affalayabiliyor, bu tip ataklarda bu robottan bozma canlılara tekmo-tokat-yumruk triosu ile saldırabilmekteyiz. Yani makineli tüfeklerin, bilmem kaç watt gücünde ki tesla teknolojisine sahip yüksek enerjili elektrik silahlarının zorlukla deldikleri zırhlara; Will beyimiz bir süper kahraman edasıyla maksimum 2 yumruk ve 1 tekme ile Teomandan “paramparça” şarkısını söyletebiliyor. Bu taktikle gittiğiniz zaman ise yapay zekâ süt dökmüş kediye dönüyor ve bu yönteme pek çaresiz kalıyorlar.
Watchers askerleri de tek tip olarak çıkmıyorlar karşınıza, ama genel görünüş itibariyle gri ve mavinin hakim olduğu bir tasarıma sahipler. Daha çok gri metal iskelet görünümünde olan hurda yığını olarak da adlandırılabilecek asker tipi en çok karşılaştığımız Watchers birimi oluyor. Bunların ellerinde oppressor denilen elektromagnetik ışınlar gönderen en basit Watchers silahı bulunmakta. Watcherslarda dikkat edilmesi gereken birimler; mavinin ağırlıklı olduğu ellerinde ağır veya uzun menzilli silahlar bulunan tepelerinden roket fırlatabilen ağır zırhlılar ki akıllıca çatışmadığınız zaman 3-4 hamlede Hakk’ın rahmetine kavuşmanız olası… Renkleri kırmızı olan oyunun intihar eylemci birimleri. Genelde kalabalık olan ortamlarda sinsice yaklaşıyorlar, onun için göründümü öncelikli hedef olmalılar. Aksi halde bu birimler yanınıza doğru koşarak gelip kendilerini imha ediyorlar ve çevrelerinde 8-10 metre çapında sağlığınızı hızla azaltan bir yarım küre oluşturuyorlar. Özellikle jet-pack’inizin olmadığı oyunun ilk bölümlerinde oldukça can sıkabiliyorlar.
Tepe Gözler
Oyunda ki en tehlikeli Watcherslar ise; uçabilen, dev bir metal kuyruğu, füzeleri ve seri elektromagnetik ışın saçan silahı bulunan Knights’lar ki bunlar yanlarına gidilince yakın mesafeden dövüş sistemi ile rahatlıkla yok edilebilmekteler. Genelde büyük uzay gemilerine saldıran dev bir akrebe benzeyen Archonların kesin çözüm yolu ise hypercoil silahı… Onların zırhını yalnızca bu silah delebilmekte.
Bunun haricinde yarasanın 20 kat büyüğü ve uçamayanı olan Sarpei gibi sürüngenler ve bazı solucanlarda düşmanlarımız arasında. Özellikle Sarpeiler tek başlarına bir işe yaramamaktalar ve Will’in bir tekmesi ile nalları dikmekteler. Yalnız; Kinghts’ları kontrol edebilen ucubeler de bunlardan başkası değildir…
Silahlara gelince; 3 çeşit insan ırkında, 3 çeşitte Watchers ırkında olmak üzere oyunda toplam 6 çeşit silah var. İnsan ırkının Tesla teknolojisi ile donanmış silahları Watchersların daha çok taktik, yakın mesafe çarpışmaları için uygun silahlarından biraz daha üstün vaziyette. Bu arada; her bir silahında 3 adet geliştirme aşaması bulunuyor. Silahları geliştirmek içinse öldürdüğümüz düşmanlardan çıkan veya haritada bulunan tech pointleri toplamamız gerekmekte. Ayrıca oyunda; yere sabit şekilde kurulmuş kuvvetli taretleri kullanabilmekteyiz.
Omuz omuza savaştığınız silah arkadaşlarınızın yapay zekası ise vasat seviyelerde diyebiliriz. Hava savaşlarında daha bir açılan dostlarınızın yapay zekâları, kara savaşlarında ise maalesef sırıtmakta. Yani neredeyse bütün iş size düşmekte yine.
Dark Void 4
Gelelim kara savaşlarının en nadide bölümüne… CAPCOM’un ısrarla üzerinde durduğu ve kara savaşlarına farklı bir deneyim getiren “Vertical Combat” sistemi dikey bir alanda üst üste veya yanyana dizilmiş platformlarda yukarı, aşağı ve sağa, sola şekilde akrobasi hareketleri ile ilerleyip karşımıza çıkan Watcherslar ile çatıştığımız bir sistem. Açıkçası oyunun hava savaşlarından sonra oynanabilirliği bir nebze de olsa arttıran yegane etmeni. Yanlışlıklar ve hataların bolca bulunduğu oyunda bu sistem için tebrik etmek gerekli yapımcıları…

İndir
http://torrents.thepiratebay.org/5292260/Dark_Void_REPACK-RELOADED.5292260.TPB.torrent

1 Ocak 2012 Pazar

Red Orchestra 2: Heroes of Stalingrad , Full İndir , Tek Link İndir , Direk İndir , Crack , Serial , Cdsiz Oynamak



Tripwire Intertive'in uzun yıllar üzerinde çalıştığı ve biz oyuncular tarafından merakla beklenen 2. Dünya Savaşı konulu FPS oyunu Red Orchestra 2: Heroes of Stalingrad geçtiğimiz hafta piyasaya sürüldü. Hafta boyunca oyunu oynadım ve izlenim yazımı yazdığım kapalı betadan beri nelerin değiştiğini kayıt ettim, bunları inceleme yazımda ufaktan anlatacağım. Firmanın ve oyunun tarihi hakkında konuşmak istemiyorum zira izlenim yazısında bunlardan bahsettim. İsterseniz direkt olarak incelemeye başlayalım ve 2. Dünya Savaşı konulu oyunlar gerçekçi bir oynanışla ne kadar zevkli olabilir gelin hep birlikte bakalım. Silahlarınızı hazırlayın, 2. Dünya Savaşı'na geri dönüyoruz.

Açık alanda bulunan askerler teker teker avlanacağa benziyor.


Tek kişilik senaryo nasıl yapılmamalıdır işte Red Orchestra 2'de bunu anlıyoruz!

Red Orchestra 2: Heroes of Stalingrad, 2. Dünya Savaşı döneminde 1942 - 1943 yıllarında Ruslar ve Almanlar arasında gerçekleşen Stalingrad Savaşı'nı konu alıyor. Oyunun tek kişilik senaryo bölümünde herhangi bir hikaye akışı yok, ilk önce Alman oluyorsunuz ve sırayla bölümleri geçmeye çalışıyorsunuz daha sonra ise Rus senaryosu açılıyor ve oradaki bölümleri geçiyorsunuz. Senaryo kısmında 12 adet Alman (ekstra alıştırma bölümleri de var Alman senaryosunda) ve 12 adet Rus bölümü bulunuyor. Bu bölümler arasında dediğim gibi bir hikaye akışı yok, sırayla oynuyorsunuz ve bölüm içindeki görevleri yapıyorsunuz. Bu görevler de her bölümde tamamiyle aynı, ya bir yeri ele geçiriyorsunuz ya da bir yeri savunuyorsunuz. Battlefield: Bad Company'nin tek kişilik kısmına kötü diyordum ve sevmiyordum ancak bu oyunun tek kişilik kısmı daha da bir kötü. Aslında senaryo kısmı diye Tripwire Interactive'in size sunduğu çoklu oyunculu haritaları yapay zekalı botlara karşı oynatmak ve sizi çoklu oyunculu kısma alıştırmak, oyunu öğretmekten ibaret. Her ne kadar yapay zeka yüzünden (düşmanlar zaman zaman aptal gibi ölmeyi bekliyorlar, zaman zaman da kör noktadan sizi vurabiliyorlar) bölümler ve tek kişilik senaryo bir hayli sıkıcı olsa da sizleri çoklu oyunculu modlara hazırlıyorlar. Bu yüzden incelememde oyunda tek kişilik senaryo yokmuş gibi davranacağım, en azından oyunun son puanını verirken öyle olacak. Buna kızan okuyucularımız olabilir ancak oyunu yapılış yönüyle incelememiz gerekiyor, ha bu oyun çoklu oyunculu modlar olmadan sadece bu senaryo kısmı ile piyasaya sürülseydi o zaman vereceğim puanla şimdi vereceğim puan aynı olmazdı. Neden derseniz bu oyun tamamiyle çoklu oyunculu olarak dizayn edilmiş. Ayrıca hatırlarsanız Quake 3 Arena'da da senaryo kısmı bulunuyordu ve oldukça kötüydü, ama çoklu oyunculu modları ile oyun tam bir klasikti.
DOWNLOAD/İNDİR
http://www.wupload.com/file/323067024

Link Paylaşımı