İnsan medeniyetinin ilk günlerinden beri vahşice tahrip edilen dünya kaynakları, 25. yüzyıla geldiğimizde tamamen tükenmişti. Yok olmanın eşiğindeydik ve çaresizce uzayın boşluğuna sürüklendik, sömürülmeyi bekleyen zengin yeni dünyalar keşfetmek umuduyla. Keşfettik de... Bu zengin kaynakları çıkarmak için Gezegendeliciler inşa ettik ve bu, kısa süre içinde bizi hayatta tutan bir rutin haline geldi. Ancak bir süre sonra ihtiraslı gözler, Aegis VII’ye odaklandı. Uzun yıllardır bilinmeyen bir nedenle saklı tutulan o gizemli gezegene... Aegis VII’nin yüzeyinin hemen altına gömülmüş kadim yapımın keşfedilmesi uzun sürmedi. Uzun süredir kayıp; uzun süredir unutulmuş... Kızıl İşaretçi’. Bir zamanlar inandığımız din, kutsal kasesini bulmuştu artık; ölümsüzlüğün anahtarını. Ya da biz öyle düşünmek istedik. Zira İşaretçi, bize delilik, ölüm ve kaostan başka bir şey getirmedi...
Dead Space, gerek dizleri titreten ürkütücü atmosferi gerekse dur durak bilmeyen aksiyonu ve sürükleyici hikaye örgüsüyle sadece 2008’in en iyi oyunlarından biri olmakla kalmamış; bunun da ötesine geçerek ismini tüm zamanların en iyi bilim kurgu temalı korku oyunları arasına yazdırmıştı. Aslına bakarsanız Dead Space’in bir devrim falan yarattığı söylenemezdi. En nihayetinde Visceral Games’in yaptığı, birçok oyun ve bilim kurgu eserinden aşina olduğumuz unsurları ustaca harmanlamaktan başka bir şey değildi. Ancak ortaya bu tarzda yapılmış en orijinal ve en doyurucu oyunlardan birinin çıktığı da şüphe götürmezdi. Aradan geçen bu iki yıllık süreçte yayınlanan çizgi romanlar, animasyon filmleri ve Wii’ye özel olarak geliştirilen rail shooter oyunu Dead Space: Extraction gibi başarılı girişimlerin de Dead Space formülünü daha da zenginleştirip derinleştirmesine tanıklık ettik.
Şimdiyse bu başarılı formül, Dead Space 2 ile bir adım daha atıyor. Daha fazla gerilim, daha vahşi aksiyon, daha sinematik bir anlatım, daha fazla cila, daha fazla Isaac Clarke ve multiplayer... Dead Space 2, iyi bir devam oyunu olabilmek için gereken her şeye fazlasıyla sahip aslında. Ne var ki oynanışa hiçbir yeniliğin eklenmemiş olması, dev bir uzay istasyonunda olmamıza rağmen keşif hissinden tamamen yoksun bırakılmak ve ürkütücü sahnelerin gittikçe öngörülebilir hale gelmesi, Dead Space 2’yi neredeyse sadece hikayenin nasıl sona ereceğini merak ettiğimiz çizgisel bir devam oyununa çeviriyor. İşin asıl can sıkıcı tarafıysa, son derece güçlü başlayan bu hikayeden ortalama 10-12 saatin sonunda geriye sadece cılız final sahneleri kalıyor.
Ne var ki Dead Space 2, bu ciddi zayıflıklarına rağmen hala dikkate değer kaliteli bir yapım ve biz de 2011’in bu ilk büyük yapımını sizler için masaya yatırıyoruz.
0 yorum:
Yorum Gönder